Ritimli Duygular

 Sabah uyandığımda ilk perdeyi aralayıp havaya baktım.Kararsız bir yığın bulut gökyüzünde toplaşmış her yere hüküm uygulayacaklarmış gibi koşuşturuyorlardı,hafiften esen rüzgar da hırçınlığını ağaçlara  hissettiriyordu ,yapraklarda bir sarhoş sallanması,İstanbul’da yaşıyorsanız sabahları perdeyi aralamanız her zaman bir adım önde olmanızı sağlar,neyse akşamdan kalma gibiydim önce ki gün yediklerimin karnıma bıraktığı bir sürü hayırsız kasnaklarla geceyi tamamladım. Bence gelecek gün için de hala içimde sancılar bırakmıştı.

Tabi karnım aç ama eşim olmadığı için kahvaltı yapma gibi bir lüksüm de yok. Bir duş alıp iki nefes arasında hazırlanıp çıkmam gerekiyor yoksa işe geç kalırım. Gerçi kalmışım ama yine de aleyhime biriktirdiğim zamanı çoğaltmanın anlamı yok,acele bir şekilde gömleğimin düğmelerini ilikleyip,donatılmış kahvaltı masamda portakal suyumdan bir iki yudum alıp hızlıca çıktım.Tabi böyle bir şey olmadı gömlekten sonra kendimi dışarıda buldum.şoförüm yine geç kalmıştı.!! Bir koşu metroya doğru yol aldım rüzgar çok hırçın araba ve korna sesleri kafamın içini çoktan doldurmuştu. Oysa ben kuş sesleri ve suyun akan sesinden sabah kahvemi yudumlarken bir koşuşturmaya girmeden işe gidip güne pozitif bir enerji ile başlamayı hayal ediyorum!

Metroya indim bereket ilk defa bindiğim gibi metro da yanaştı boş koltuklardan birine oturdum karşıma  yanıma insanlar oturmaya başladı ama karşımda oturan elli altmış yaşlarında bir teyze dikkatimi çekti.Yüzünde tüm yaşadıklarını biriktirmiş ve onları  alnının her çizgisine işlemiş gibiydi.Bembeyaz bir yüzü ,sabah gördüğüm bulutlarlan hiç bir alakası yok yüzü hafif makyajlı saçları gayet düzgün taranmış, tam bir İstanbul hanımefendisi gibiydi. Asıl dikkatimi çeken bunlar değildi tabi gözleri,gözlerinde ki acı ifadeyi hissettim fakat o yaşadıklarını bir köşeye attığı kesindi,çünkü müzik dinleyip elleri ve ayakları ile çalan şarkıya ritim tutuyordu.Güzel bir şarkı dinlediği her halinden belliydi.

Etkilenmemek için hiç bir nedenim yok.Çünkü hepimizin nedensiz 

bir şekilde gülümsemeye ve güzel günlere ihtiyacı var. 

Bunun için demek istediğim,içimizde kocaman acılar olabilir ve bunu insanlar gözlerinizden hissedebilir,insanların ve acılarınızın size ne hissettirdikleri hiç önemli değil asıl önemli olan sizin ne hissetmek istediğinizdir. Üzgün olmamız mutlu olmamız bulutların kapkara ya da bembeyaz olması dışarda yağmurun yağması ya da korna sesleri iş telaşı koşuşturmalar hiç bir şey içinizde ki yaşama umudunu ve sevincini öldürmemeli her zaman kulağımızda ki çalan bir şarkıya ritim tutmalıyız ...

Özcan yüksekova 

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar